Kategori: Hizmetlerimiz

Yakınlarımızın herhangi bir sağlık probleminden kaynaklı hastanede yatması gereken durumlarda yanlarında sürekli olarak kalabilecek bir refakatçinin bulunması hem ebeveynler hem hastane yönetimi hem de hastanın doktoru ve hemşireler açısından gerekli bir durumdur. Hastanelerde tedavi gören ve uzun bir süre hastanede kalması gereken kişilerin bakımını yapacak, hastanın tüm ihtiyaçlarını tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirebilecek kişilerin verdiği hizmete hastanelerde refakatçi hizmeti denilir. Ailelerin yaşam şartları ya da yoğun çalışma programları yüzünden hastanın yanında kalamaması durumunda bu hizmet onlara büyük bir fayda sağlayacaktır. Eğer hastanızın güvenli ellerde, hızlı bir şekilde iyileşmesini istiyorsanız kurumumuz sayesinde tecrübeli ve donanımlı refakatçilerimizle iletişime geçebilirsiniz. Çalışanlarımız hasta refakati konusunda uzman ve eğitimli olmakla birlikte hastane refakati kurallarını da iyi bir şekilde bilmektedir.

Hastanelerde refakatçi hizmetimizden tam gün yatılı olacak şekilde, günlük, haftalık, aylık, part-time ya da belirli saatlerle sınırlı olacak şekilde faydalanabilirsiniz.

Hastaların ilaçlarını zamanında alabilmesi, hem fiziksel hem de psikolojik ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına bu hizmeti sizlere sunuyoruz. Hastanelerde kalan kişiler genellikle tek başlarına yemek yeme, tuvalete gitme, ilaçlarını alma gibi ihtiyaçlarını gerçekleştiremezler. Bu sebeple hastanede refakatçi olan kişi öncelikli olarak her an hastanın yanında olmalıdır. Hastanın ilaçlarını takip ederek düzenli olarak ilaçlarını verir. Hastanın beslenme ve temizlik ihtiyaçlarını giderir. Kıyafetlerinin düzenlenmesi, gerektiğinde çıkartılıp giydirilmesi için yardımcı olur. Hastanın ihtiyaç doğrultusunda yerinden kaldırılmasına, taşınmasına ve  pozisyon verilmesine dikkat eder. Gerektiğinde hastanın yaralarına bakım yapar, hastanın hareket etmesini sağlar ve ağrılarını azaltmak amacıyla masaj yapar. Hastalarda görülebilecek anormal ve tehlikeli durumlarda hemen sağlık görevlilerini bilgilendirir. Hastanede kaldığı süre boyunca hastanın moral ve motivasyonunu yüksek tutmaya çalışır. Refakatçiler hastaların herhangi bir sorununda mutlaka uzmanlara haber verir. Doktorlar ve hemşireler tarafından tıbbi bakım işlemleri yapılırken refakatçi hastanın yanında olur, uzmanlar ve hemşirelerin verdiği görevler dışında hastaya ayrı bir işlem ve bakım uygulamaz. 

Hasta bakımı konusunda güvenilir, anlayışlı, güler yüzlü, iletişimi kuvvetli, empati sahibi, deneyimli personeller arıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Tüm personellerimiz alanında uzman, hastane ortamında ne yapması gerektiğini bilen, hastanın tüm bakımlarını ve isteklerini gerçekleştirecek donanımlı kişilerden oluşmaktadır.

Evde yatılı refakatçi, evde bakıma ihtiyacı olan kişinin ya da hastanın sürekli yanında olmak ve ona bakmak için görevli olan kişidir. Temel görevi hastanın her türlü bakım ihtiyaçlarını gidermektir. Hem gün içerisinde hem de gece boyunca hastanızın temel ihtiyaçlarının giderilmesi, her an yanında ve ulaşılabilir olması, hastanız için ve sizler için kolaylık sağlayacak ve sizi rahatlatacaktır. Refakatçi seçerken kişinin bu konuda eğitimli olması ve iyi bir deneyime sahip olması çok önemlidir. Bunun yanı sıra evinizde sürekli olarak kalacağı için sabıka kaydı ve sağlık raporu gibi belgelerin de alınması önem arz etmektedir.

            Evde bakıma ihtiyaç duyan hastalardan bazıları şunlardır ; yaşlanmaya bağlı olarak ihtiyaçlarını gidermekte zorlanan kişiler, kanser hastaları, inme, felç veya kalça kırığı sonrasında evde bakıma muhtaç olan kişiler, yatağa bağımlı olanlar, diyabet, yüksek tansiyon gibi hastalıklara sahip düzenli takip edilmesi gereken kişiler, alzheimer, demans gibi zor bir hastalık süreci yaşayanlar… Ailelerin bu tür durumlara sahip olan hastaları için yeterli düzeyde bilgi, beceri ve donanıma sahip olmaması durumunda evde yatılı refakatçi şarttır.

Hastanızın ihtiyaç durumuna göre ona uygun niteliklerde refakatçi seçmeniz ve bunları en başta bakıcı ile konuşmanız çok önemlidir. Buna karar verirken hastanızın durumunu göz önünde bulundurmalısınız. Durumu çok ağır olmayan sadece kendi işlerini yapmakta biraz zorlanan güçsüz hastalar için nazik, merhametli ve anlayışlı bir bakıcı hastanın tuvalet ihtiyacını, beslenme ve temizlik ihtiyacını karşılayabilir. Ancak hastanın durumu ağır ise ve farklı durumlar söz konusu ise bu konularda tecrübesi çok daha fazla olan profosyonel bir bakıcı ile çalışmak gerekir. İstediğiniz özelliklerde evde yatılı refakatçi hizmeti almak istiyorsanız bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

Kurumumuzda görev alan bakıcılarımız; sertifikalı ve alanında çeşitli tecrübelere sahip kişilerdir. Sabırlı, anlayışlı, merhametli, güvenilir, iyi bir iletişime sahip olan bakıcılarımız bireyin bakımı için yapılması gereken her şeyi yapar. İyi bir refakatçinin hastasıyla iyi bir iletişim kurması, ona moral vermesi, hastanın gerekli işleri yapamaması durumunda sinirlenmemesi ve ona kızmaması gerekir. Ona sürekli destek olması ve yardım etmesi şarttır. Bakıcılarımız hastanın beslenme ve hijyen ihtiyaçlarını giderir; tuvalet, banyo ve giyim-kuşam ihtiyaçlarını karşılar, yaşam alanını temiz ve düzenli tutar. Sistemli olarak kullandığı ilaçlar varsa tam saatinde bunları verir ve yapılması gereken egzersizleri yapması için kişiye yardım eder. Acil durumlarda ambulans çağırarak hastaneye götürülmesini sağlar ve hastanın gelişimi ile ilgili gerekli olan bilgileri aileye haber verir.

Bebek bakımı dünyaya gözlerini yeni açan bebeklerin sağlıklı ve emin ellerde gelişmesi için çok önemlidir. Bebeklik dönemi bebeğin fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Bu sebeple bebek bakıcısının bebeği her anlamda iyi bir şekilde bakabilmesi için gerekli deneyime ve donanıma sahip olması gerekir. Özellikle de bebeğin 0-2 yaş aralığı duyusal-motor gelişimi açısından önemli bir dönem olduğu için bebek bakıcısının bu alanlarda bilgi birikimine sahip olması beklenir.

Bebek bakıcısı ihtiyacı genelllikle çalışan anne ve babaların uzun çalışma saatlerinden dolayı evde bulunamaması, bebekle yeterince ilgilenememeleri sonucunda doğmuştur. Bunun yanı sıra sadece çalışan anneler için değil evde anneye destek olması açısından da tercih edilmektedir. Günümüzde aile büyüklerine bebek teslim etmek artık çok tercih edilmemektedir. Bunun sebebi ebeveynlerin koyduğu kuralların aile büyükleri tarafından daha kolay gevşetilebilir olması ve yaşlarının büyük olması sebebiyle bebeğin hareketliliğine ve enerjisine yetişemez olmalarıdır.  Bebek bakmak düşünüldüğü kadar kolay değildir.  Acil durumlarda ne yapması gerektiğini bilen, soğukkanlı, ebeveynlerle sağlıklı ilişkiler kurabilen bir bebek bakıcısı gereklidir. Bebek bakıcısının asıl görevi bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılaması ve ona güven ortamı sunabilmesidir.

Bakıcı seçerken ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurmalı ve buna göre bir seçim yapmalısınız. Bu sebeple kurumumuza başvurmadan önce aradığınız bakıcının niteliklerini net bir şekilde belirlemeniz önemlidir. Gündüz, yatılı, haftanın birkaç günü olacak ya da acil durumlarda gelebilecek şekilde sizin seçiminize ve isteğinize bağlı olarak hizmet vermekteyiz.

İyi bir bebek bakıcısı, çocuklarının bakımında olumlu bir fark yaratmalıdır. Çünkü bakıcılar bebeğin gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Doğru, güvenilir ve alanında eğitimli bir bebek bakıcısı ile çalışmak istiyorsanız özel bebek bakıcısı hizmetimizden faydalanabilirsiniz. Kurumumuzda görev alan bebek bakıcılarımızın hepsi sertifikalı ve bebek bakımı konusunda deneyim ve tecrübe sahibi kişilerdir. Eğitimli ve tecrübeli kişilerle çalıştığınızda bebeğinizin gelişiminde olumlu katkıların olduğunu göreceksiniz.

Bunun yanı sıra iyi bir bebek bakıcısının sahip olması gereken başlıca özellikler vardır: Temel bebek bakımı bilgisine sahip olmalı, kendisinin genel sağlık durumu iyi olmalı, bebekleri sevmeli ve onlarla iyi bir iletişim kurarak anlaşabilmeli, güvenilir ve sorumluluk sahibi olmalı, sakin olmalı, öfkesini kontrol edebilmeli, sabırlı olmalı, onlara merhametle yaklaşabilmelidir.

Acil durumlarda strese girmemeli ve sorun çözebilmeli, bebekleri tehlikeli durumlardan koruyabilmeli, eğlenceli olmalı yani onlarla oyun oynayabilmelidir. Bunun için de enerjisinin yüksek olması gerekir. Bebek bakıcısının işini sevmesi ve bebeklerle vakit geçirmekten keyif alması son derece önemlidir. Bakıcılar ebeveynlere onların kurallarına ve uygulamalarına saygılı olmalıdır. İyi bir bebek bakıcısı organize ve sistemli olmalıdır. Bebek bakıcıları mutlaka güçlü bir ahlaka sahip olmalıdır.

Bebek bakıcılarımızın verdiği hizmetler şunlardır;  bebeklerin uyku, yemek, tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı olarak onlara belli başlı kuralları öğretmek. Bebeklerin hijyenini sağlamak. El, yüz ve vücut temizliği ile beraber, kıyafetlerin değişimini yapmak. Bebeklerin yaşına ve zeka düzeyine uyumlu bir şekilde eğitici ve öğretici etkinlikler düzenlemek. Bunları yaparken eğitici araçlar, kitaplar, oyuncaklar ve eğitim materyalleri kullanmak.

Kanser hastalığı diğer hastalıklara göre kişiyi psikolojik açıdan çok daha fazla yıpratan ve etkileyen bir hastalıktır. Özellikle de kemoterapi gören  kanser hastaları hastalığın ilk etaplarında hastanede tedavi görürler fakat hastalığın ilerleyen evrelerinde yani yaşamsal fonksiyonlarının sonlanmaya yakın olduğu son 6 aylık süreç  içerisine girdiklerinde tedavilerine evde devam etmek durumda kalırlar. Bu süreçte kanser hastaları bağışıklık sisteminde, sindirim, solunum ve sinir sisteminde çeşitli sıkıntılar yaşarlar. Bu problemlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek enfeksiyon, beslenmede yaşanan zorluklar, ciltte oluşabilecek yaralar kişiyi ve ailesini zorlu bir süreç yaşamaya iter. Bu zorlu süreçte hastanın tıbbi tedavisini ve sosyal bakım ihtiyaçlarını karşılamak önemlidir.

Birçok aile hastasına nasıl davranacağı konusunda bilgi eksikliğine sahip olabilir, çaresizlik ve mutsuzluk gibi duyguları yoğun bir şekilde hisseden aileler ve en önemlisi de kemoterapi hastaları için profosyonel bir destek almaları çok önemlidir. Evde hizmet sayesinde hastanın ve ailenin sürekli olarak hastaneye gitme zorunluluğu da ortadan kalkacak ve hasta, hastane ortamının verdiği stres, kaygı ve huzursuzluktan kurtulacaktır.

Kemoterapi hastalarına bakıcı hizmetimiz sayesinde hastanın ve ailesinin yaşadığı bu zorlu süreç hafifleyecek ve hastanın hem tıbbi hem de sosyal ihtiyaçları karşılanabilecektir.

Bakıcılarımız bu hastaların çaresizliğe ve umutsuzluğa düştüğü anlarda onları umutlu olmaya, mutlu olmaya ve kötü düşüncelerden uzaklaşarak daha pozitif düşünmelerine yardımcı olacaktır. Hastayla birlikte onun hobilerini gerçekleştirmek, çeşitli aktivitelerde bulunmak, müzik, okuma, sanat gibi farklı alanlarda onunla etkinliklerde bulunacaktırlar. 

Kemoterapi hastalarına bakıcı olacak kişinin, kanserli hastanın beslenmesi, hijyeninin sağlanması, tuvalet ihtiyacının giderilmesi en önemlisi de ilaçlarının düzenli bir şekilde verilmesi gibi temel görev ve sorumluluk alanları vardır. Hastanın vücut hijyeni  enfeksiyonlardan korunması için çok önemlidir.  Bu sebeple hasta bakıcı tarafından hastanın ağız içi temizliği, alt temizliği ve vücut banyosu belirli aralıklarla yapılmaktadır. Ayrıca hasta bakıcı tarafından hasta yakından takip edilerek hastanın kullandığı ilaçlar, ateşi, nabzı, tansiyonu düzenli olarak kayıt edililir ve buna göre aile yakınlarına ve gerektiğinde doktora sürekli olarak geri dönütler verilir.  Alanında tecrübeli bakıcılarımız sayesinde bu uygulamaların hepsi gerçekleşebilir. Bunun yanı sıra hastanın içerisinde bulunduğu duygusal çöküntüyü azaltmak adına onu dinlemek, anlamak ve hayatını sürdüreceği kalan sürede onu olabildiğince mutlu edebilmek gerekir.

 Kısaca kemoterapi gören kanser hastaları için, profesyonel olarak aileyi ve hastayı destekleyen bir evde bakım hizmeti veren kurum ile anlaşmak aileye ve en önemlisi de hastaya kolaylık sağlayacaktır.  Ayrıca kemoterapi hastasının başında bulunan hasta bakıcı hizmet verirken bu  hizmetin sürekli olarak kontrol edilmesini ve değerlendirilmesini sağlayan bir ekip olmalıdır. Bu ekip düzenli olarak hasta yakınlarını bilgilendirmelidir. Sizler de güvenilir ve başarılı bir ekip ile hastalarınızı güvenli ellere teslim etmek istiyorsanız bizlerle iletişime geçerek alanında uzman olan sertifikalı hasta bakıcılarımızla çalışabilirsiniz.

Doktorluk mesleği diğer mesleklere göre son derece ağır, yorucu ve yıpratıcı bir meslektir. Yoğun tempolu bir iş hayatına sahip olan doktorlar için mesai saati kavramı da oldukça esnektir. Bazı özel durumlarda gecenin bir vaktinde ansızın acil bir müdahaleye veya ameliyata gitmek durumunda kalabilirler. Bunun yanı sıra gün içinde onlarca hastaya bakmak durumunda olan ve hem fiziksel hem de psikolojik olarak yorulan doktorlar evde üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmekte oldukça sıkıntı yaşamaktadır.  Bu tarz durumlarda doktorların çocuklarına bakmak için bir bakıcı ile çalışmaları en doğru karar olacaktır. Doktorlar acil işlerde evden ayrılabildikleri için çocuklarına bakacak olan bakıcıdan esnek çalışma saatlerine uyabilmesi, çağırılan saatte gidebilmesi ve gerektiğinde yatılı bir şekilde kalabilmesi beklenir. İhtiyaçlarınıza göre gündüz, yatılı veya part time bir şekilde çalışabilecek bakıcılardan faydalanabilirsiniz. Çocuk bakıcısı seçerken çocuğun yaş grubuna, ebeveynlerin beklentilerine ve çocuk bakıcısının tecrübesine göre hareket edilmelidir.

Doktor çocuğu için en uygun bakıcı türü yatılı bakıcıdır. Yatılı çocuk bakıcısı günün her saatinde sizinle kalarak çocuğun yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayıp, kişisel gelişimini destekleyip, onlarla sosyal aktiveteler gerçekleştirip eğitim hayatına da destek olabilirler. Gece gündüz evde kalan yatıcı bakıcı sayesinde hem çocukların her türlü ihtiyacı karşılanmış olacak hem de aile istenilen durumlarda rahatça işe gidebilecek ve daha az kaygılı bir şekilde strese maruz kalmadan hayatını sürdürebilecektir. Sizlere sunduğumuz bu hizmet sayesinde yükünüzü hafifletecek ve çocuğunuza en uygun ve güvenilir bakıcıyı bulmanıza yardımcı olacağız.

Doktor çocuğuna bakacak olan bakıcılarımız diğer bakıcılar gibi temel görev ve sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür. En temelde çocuğun beslenme ihtiyacını karşılar. Sabah kahvaltısını, öğle yemeğini ve gerekirse akşam yemeğini yedirmekle sorumludur. Çocuğun  temizlik ve hijyenini de sağlamak durumundadır. Bunun yanı sıra çocuğun kıyafetlerini yıkama, asma ve toplama işlerini yapmaktadır. Eğer ki bir bebeğe bakıyorsa bezini değiştirir ve hijyenini sağlar. Okul çağında olan çocuklara bakıyor ise aile ile anlaşmasına bağlı olarak çocukları okula götürür ve tekrar okuldan alır. Yine ebeveynlerle  anlaşma durumuna göre  ev ödevlerine yardım eder, eğitim hayatındaki projelere ve bunların gelişimine destek olur , gerektiğinde çocuklarla oyun oynayarak ona oyun arkadaşı olur ve gelişimlerine katkıda bulunacak çeşitli etkinlikler yapar. Uyku düzenini takip ederek belirlenen uyku saatlerine uygun bir şekilde çocuğu uykuya hazırlar.  Bakıcılar acil durumlarda ebeveynlerle iletişime geçer ve onları bilgilendirir. Bütün bu görev ve sorumluluklar siz ailelerimizle yapacağımız anlaşamaya göre esneklik gösterebilir.

Sürekli bakıcı değiştirmek çocukların fiziksel ve  psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu sebeple alanında uzman, güvenilir, iş deneyimine sahip bakıcılarla çalışmanız gerekmektedir. Kurumumuzda görev alan bakıcılarımız alanında eğitim almış, çeşitli deneyimlere ve tecrübelere sahip olan sertifikalı kişilerden oluşmaktadır. Sabırlı, güleryüzlü, sorumluluk sahibi olan ve hem sizlerle hem de çocuklarınızla sağlıklı bir iletişim kurabilen bir bakıcı ile çalışmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Eriksen yaşlılıkta başarılı uyumu; “benlik bütünlüğü” ya da “umutsuzluk” çerçevesinde tanımlar. Yaşlılıkta uyum, benlik bütünleşmesi ile mümkündür. Bu da kişinin geçmişteki yaşamını, ölümü ve kendini kabulünü gerektirir.

Neugarten ve arkadaşları yaşlılarda yaşam doyumunu ölçerken, kişinin, bugünkü zayıflıkları ne olursa olsun, kendi hakkındaki olumlu tutum ve algılarıyla kendini değerli bulmasını beş ölçütten biri içinde saptamıştır. Öteki ölçütleri ise, kişinin günlük yaşamındaki etkinliklerinden zevk alması, yaşamını anlamlı bulması, yaşandığı biçimiyle yaşamının sorumluluğunu alması, yaşamındaki amaçlarına ulaşmada başarılı olduğunu duyumsaması, iyimser bir tutum içinde olması diye tanımlamıştır.

Yine Neugarten ve arkadaşları yaşlılığa en iyi düzeyde uyum sağlamış kişilik özelliğini, “bütünleşmiş kişilik” olarak tanımlamaktadırlar. Bu kişilik yapısına sahip olan yaşlıların en belirgin özellikleri de, kendilerini gerçekci bir biçimde görüp kabul etmeleri ve kendilerine saygı düzeylerinin yüksek olmasıdır.

Huyck, kendini kabulün, kişinin başarılı bir biçimde yaşlanması için asal bir kavram olduğunu vurgulamakta ve geliştirdiği bu tutumun, onun nasıl yaşlanacağını belirleyeceği görüşünü savunmaktadır. Ona göre kişinin kendini kabul düzeyi yüksek ise, kişi kendisinin gelişen ve olgunlaşan bir insan olarak görür. Buna karşın kendini kabul düzeyi yüzeysel, içsel derinligi olmayan, dış görünüş, çekicilik, meslek, gibi olgulara bağlı ise yıllar ilerledikçe kişinin bunları yitirecegini, kendini kabulünün düşeceğini ve sonuçta kendisini yaşlanan bir kimse olarak göreceğini işaret etmektedir. Yaşlı kişi, kendisini yaşlı olarak kabul eder, kendisi ile barışık, kendi gücünün ve sınırlılıgının farkında olursa, bu dönemde kendini gerçekleştirmeyi sürdürme olasılıgıda o ölçüde yüksek olmaktadır. Karşıtı bir konumda ise, geçen zaman yaşlı kişiye kayıp gibi gelmektedir.

McKenzie, yaşlılıkta başarılı uyumdan söz ederken, Maslow’un kendini gerçekleştirme kuramını, yaşlılıkta bir uyum ölçütü olarak almıştır. Kuramcıya göre, Maslow’un yaşlılık dönemi üzerinde fazla durmamasına karşın, kişinin kendini gerçekleştirme olasılığı yaşlılıkta daha önceki dönemlere oranla daha fazladır. Kendini gerçekleştirmiş kimselerin; kendini ve başkalarını kabulü yani kişinin kendisi ve diğerleri hakkında olumlu algıları olması en başta gelen niteliklerinden birisidir.

Birren yaşlılıkta kişilik ve uyumdan söz ederken üzerinde önemle durulması gereken kavramlardan birinin kendini kabul olduğunu belirtmektedir. Ona göre, kendini kabul eden yaşlılar, yaşamlarının bu dönemine daha kolay uyum saglarken, kendini kabul düzeyi düşük olanlar ise yaşlılık dönemine uyumda zorlanacaklardır.

Gilbert’e göre, yaşlılıkta kişinin kendini kabulü ile yaşlılığın kendisinde oluşturdugu fiziksel ve zihinsel degişiklikleri onaylaması bu döneme uyum saglamak için ilk koşuldur. Yaşlılıkta fiziksel degişiklikler önemlidir ancak daha da önemlisi yaşlının kendisinde meydana gelen bu degişiklikleri nasıl kabullendigidir. Eger kişi kendi beden yapısını yaşlı olarak kabullenmez ise bunu yadsımayı yegleyecektir. Ya da bir dizi estetik ameliyatın yardımıyla eski fizik yapısını elde etmeye çalışacaktır. Yaşlılıkta beden yapısını kabullenmiyen bazı kişiler de bu durumu edilgen olarak kabullenerek hastalık ve fiziksel yetersizliklerinden yararlanarak dikkat çekmeye ve çevresindekileri kendine acındırmaya çalışacaktır. Kişi, bu bilinçsiz mekanizma içinde, bundan böyle bir yaşlı olduğunu ve işe yaramadığını söyleyerek çevresindekileri denetleme çabasına girecek ve sonuçta bunalıma sürüklenecektir. Bu tür yaşlılar güncel işlerini sürdürememenin ranısıra sürekli hastalıklardan yakınarak istediklerini elde etmeye çalışacaklardır. Kısaca belirtmek gerekirse, yaşlılıkta beden yapısını kabul etmeyen kişiler ya bunu yadsıma yoluna gidecekler ya da dengesiz ve edilgen biçimde bunu kabullenme yolunu seçeceklerdir.

Buna karşın yaşlanmaya karşı sağlıklı, uyum saglayıcı bir tutum ise, yaşlılıkta bedenin olanaklarını ve yetersizliklerini gerçekci bir biçimde kabullenmektir. Bu tutuma sahip kişi, yaşlılıkta fiziksel degişimin kaçınılmaz olduğunun bilinciyle bunu kendisi için beklenen bir durum olarak kabul etmektedir. Böylece kişi ne yeni durumunu yadsımakta ne de fazla edilğenleşmektedir. Başka bir deyişle, kişi kendi fizik yapısını tutarlı biçimde kabullenerek eksiklerini nasıl tamamlayacağını belirlemektedir. Örnegin koşamıyorsa yürür, sağlıklı ve düzenli beslenme yapar, bulunabilecegi en iyi noktada olmaya çalışır, kimse ile yarışmadığının farkındadır. İşte bu tür kabullenme sağlıklıdır, yaşlının uyumunu arttırmaktadır.

Gilbert’e göre yaşlılıkta meydana gelen zihinsel degişimler ve bunların kabulü oldukça önemlidir. Bunları kabul etmeyen yaşlı sağlıksız tutumlar geliştirecektir. Kişi, edilgen bir tutum içinde hiç bir çaba harcamayacak ve her beceriksizliğinde yaşlılığı suçlayacaktır. Diğer bir grup yaşlı ise zihinsel yetersizligini yansıtmayı yeğler. Bu gruptaki kişiler kendi unutkanlıklarını başkalarına yansıtırlar. Bu davranışın en belirgin örneği, çevrelerindeki insanları, kendi eşyalarını çalmakla suçlamalarıdır. Gerçekte bu eşyaları kendileri saklamakta ve sonradan bulamamaktadırlar. Bu tür yaşlılar kesinlikle de unutkanlıklarını kabul etmemektedirler.

Yaşlıları dogal yaşlanma süreci içinde inceleyerek, bu sürecin yaşlılar üzerindeki psikolojik etkilerini araştıran gerontoloji bilimi, yaşlıları; kendilerine özgü gelişim görevleri ve bu görevleri gerçekleştirmede bazı uyum güçlükleri olan bir grup olarak betimlemektedir. Bu grubun da diğer yaş gruplarında olduğu gibi, yaşamın bu döneminin oluşturduğu, psikolojik, toplumsal ve çevresel değişikliklere uyum sağlaması gerekmektedir. Söz konusu değişiklikler çoğu kez “kayıp” şeklinde, kısa sürede ve çok yönlü olduklarından, yaşlıların bunlarla başedebilme gücü azalmakta ve bu durum da grubun ruh sağlığı açısından yüksek bir risk grubu olmasına yol açmaktadır.

Yaşlılar grubunda yukarda sözü edilen koşullar nedeniyle ortaya çıkan psikolojik sorunlara bakıldığında, yaşlıların en yaygın sorununun deprasyon olduğu görülür. Solomon’a göre, gurup olarak ele alındığı zaman diğer gruplara oranla yaşlılar daha çok sayıda psikolojik sorunlar edinebilme eğilimindedirler. Yaşı, 65 ve yukarısı olan grupta deprasyon olgusu %30 ile% 68 arasındadır. Yaşlılarla yapılan uzun süreli araştırmalar, bu grupta kayıpların oluşturduğu deprasyonun doğal yaşlanma sürecinin bir parçası olduğunu ortaya çıkarmıştır özellikle kuramlarda kalan yaşlılarda deprasyonun daha yaygın olduğu, ancak, yaşlıların fiziksel ve sosyal kayıplarının yanısıra alışkın oldukları aile ortamından ayrılarak kurumlara girdikleri göz önüne alınırsa buna şaşmamak gerektiği belirtilmektedir.

Yaşlılar grubunda bir başka önemli sorun da alkolizmdir. Butler ve Lewis’a göre bazı kişilerde yaşlanmayla birlikte alkol alma alışkanlığı da artmaktadır. Araştırmacılar alkolizmin, yaşlılarda gençlere oranla daha az olmasına karşın, yaşlılar arasında gizli alkolizmin daha da yaygın olduğunun saptandığını ifade etmektedirler. Solomon’a göre yaşlılar arasındaki alkolizm ve kimyasal madde alışkanlığı %15 ile% 25 arasında değişmektedir. Bir başka önemli nokta da bazı yaşlıların alkolizme daha yatkın olmasıdır. Örneğin, dul erkekler, alkolizm alışkanlığının en çok görüldüğü yaşlılar grubudur. Alkolizm yaşlıları gençlere göre daha olumsuz yönde etkilemektedir.

Batılı ülkelerde intihar olayları yaşlılıkla birlikte artmaktadır. Yaşlılıkla intihar arasındaki ilişkiyi araştıran Weis, intiharın yaşlı erkeklerde arttığını, kadınlarda ise, 60 yaşa kadar arttıktan sonra azaldığını saptamıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde genel nüfusun %ll’l’i olan yaşlı grup, ülkedeki tüm intihar olaylarının% 25’ini oluşturmaktadır. Her yıl sayıları 5 ile 8 bin arası değişen yaşlı kişi intihar etmektedir. En yüksek sayıdaki intihar olayları da 80 yaş dolayındaki erkeklerde görülmektedir.

Bazı yaşlıların bu dönemdeki en önemli sorunlarından biri de, kendileri hakkındaki olumlu tutum ve algılarını destekleyici ögelerin azalmasıdır.

İnsanlar yaşlandıkça çeşitli kayıpların yanı sıra, toplumsal rollerini yeniden tanımlama gereksinimi, gittikce azalan fiziksel güç, dulluk emeklilik, yalnızlık ve ölüm duygularıyla başedebilme gibi yeni ve önemli olgular ortaya çıkmaktadır. Bu olgular, yaşlı kişilerin geçmiş ile buğünkü “ben” duyguları arasındaki sürekliligi korumasını güçleştirmektedir. Yaşlılar bağımsızlık ve yaşam denetimlerini yitirmekte, bu da onların kendileri hakkındaki algı ve tutumlarının olumsuzlaşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, kişilerin bu dönemde kendilerini kabulleri azalmakta ve yaşlılığa uyum sağlamaları güçleşmektedir.

Yaşlılıkta uyum konusunda toplum bilimcilerin bu dönemin toplumsal boyutunu, psikologların ise, kişisel boyutunu vurgulamalarına karşın Pollack, söz konusu iki görüşü birleştirmiştir. Pollack bu degişiklikleri:

1. Kişide oluşan fiziksel değişiklikler ve ruhsal kişilik özellikleri açısından
2. Kişinin çevresinde oluşan roller ve değerler açısından değişiklikler olmak üzere iki ana bölümde toplanır. Kuramcıya göre, bu iki değişim bütünüyle birbirine bağımlıdır. Dolayısı ile yaşlılıkta uyumun hem toplumsal hem de kişilik özellikleri açısından, bir bütünlük içinde olması gerekir.

Loether, yaşlılığa uyum gösteremeyen kişilerde saptanan özellikleri; “Yetersizlik, yadsınılmışlık, istenmezlik duyguları, çöküntü, kendine acıma, kaygı, aşırı duyarlılık, sıkılma, edilgenlik, olumsuzluk, suçluluk, ilgilerin azalması, toplumdan uzaklaşma, katılık, çevreye uyumda zorlanma, tutuculuk, dağınıklık olarak sıralar.

Gerontoloji literatürü, yaşlılıkta kişinin kendisine karşı olumlu duygularını koruyabilmesinin, gelişim görevlerinin en başında geldiğini vurgular. Kişinin kendisi hakkında olumlu algı ve tutumlara sahip olması onun bu döneme uyumunun en önemli belirleyicisi olup, bu algıların olumsuz olması da bu dönemdeki depresyon ile yakından ilgilidir.